Türkiye Mart Ayında 35 Yılın En Düşük Yağışını Aldı

Türkiye Mart Ayında 35 Yılın En Düşük Yağışını Aldı

Türkiye geneline mart ayında sadece 28,8 milimetre yağış düştü. Bu yağış miktarı, son 35 yılın en düşük seviyesine ulaşarak rekor kırdı. Mart ayı yağışlarında Ege Bölgesi’nde 65, Marmara Bölgesi’nde 39, İç Anadolu Bölgesi’nde 35, ve Karadeniz Bölgesi’nde ise son 32 yılın en düşük yağışı kaydedildi.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü‘nün ‘2025 Yılı Mart Ayı Alansal Yağış Raporu’ verilerine göre Türkiye genelinde mart ayı yağışı, normalin altında gerçekleşti. 1991-2020 yıllarını kapsayan normal yağış miktarı 61,2 mm iken, 2024 yılında 69,5 mm ve bu yıl mart ayında ise 28,8 mm olarak gerçekleşti. Bu durumda, yağışlarda normaline göre %53, geçen yıl mart ayına göre ise %59 azalma meydana geldi.

Mart ayında yağışlar özellikle İzmir, Aydın, Muğla, Denizli, Manisa, Uşak, Burdur, Eskişehir, Ankara, Kırıkkale, Çankırı, Çorum, Adana, Hatay, Kilis ve Antalya’nın doğu kesimlerinde normallerine göre yüzde 80’den fazla azalırken, Erzincan ile Erzurum’un kuzey kesimlerinde yüzde 40’ın üzerinde artış gözlendi. Bu durum, bölge genelinde tüm bölgelerin yağış miktarının normallerin altında olduğunu ortaya koydu.

Öte yandan, mart ayı yağışlarında en az yağış 5,1 mm ile Ankara’da görülürken, normaline göre en fazla azalma yüzde 91 ile Manisa’da tespit edildi. En fazla yağış ise 89,2 mm ile Tunceli’de kaydedilirken, normaline göre en fazla artış yüzde 35 ile Erzincan’da gerçekleşti.

Türkiye genelinde mart ayında ortalama 6,4 gün yağış gerçekleşti. Yağışlı gün sayıları Kırklareli, Çanakkale, Balıkesir, Ordu, Giresun, Gümüşhane, Bayburt, Rize, Artvin ve Bingöl çevrelerinde 15-20 gün arasında değişirken, diğer illerde bu sayı daha düşük seviyelerdeydi.

Özetle, Türkiye genelinde mart ayında yağışlar normalin altında gerçekleşti ve birçok bölgede son 35 yılın en düşük seviyesine ulaştı.

Hesap Aç, 1.000 TL Kazan. BYBIT TR’ye Şimdi Üye Ol. Reklamdır
Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Related Posts

Uzmanlar sıcak havalarda serinlemek için tercih edilmesi gereken içecekleri açıkladı

Sıcak havalarda serinlemek için tercih edilen soğuk kahve, bubble tea, milkshake ve limonata gibi içecekler, içerdikleri yüksek şeker nedeniyle enerji alımının artmasına yol açabiliyor. İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Araştırma Görevlisi Pınar Ece Karakaş, sıcak havalarda yeterli miktarda su tüketimine özen gösterilmesi gerektiğini vurgulayarak içecek seçerken besin etiketinin okunmasını ve tercih yaparken içeriğe dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Soğuk kahve tüketilirken şeker ve şurup içermeyenlerin tercih edilmesini öneren Karakaş, “Ayran, sade kefir, sade maden suları, şekersiz ev yapımı limonatalar tercih edilebilecek sağlıklı alternatiflerdendir” dedi.

Hem şekerli hem faydalı: Dondurmanın şaşırtıcı etkisi

Yaz aylarının vazgeçilmezi olan dondurma, serinletici tadıyla küçük büyük herkesin favori lezzetleri arasında yer alıyor. Ancak bu tatlı kaçamağın sağlık üzerindeki etkileri, yıllardır tartışma konusu. “Şekerli olduğu için zararlı” düşüncesi olsa da uzmanlar tersini söylüyor.

Uzman: ‘Göğüs ağrısı olmadan da kalp krizi geçirmek mümkün’

Kalp krizi denildiğinde genellikle göğüs ağrısı akla gelse de her zaman tek belirti olmayabilir. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Fatih Yılmaz, kalp krizinin sırt ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, mide bulantısı gibi göğüs dışı belirtilerle de ortaya çıkabildiğine dikkat çekti. Özellikle kadınlar, yaşlılar ve diyabet hastaları gibi bazı gruplarda bu atipik belirtilerin daha sık görüldüğüne işaret eden Doç. Dr. Yılmaz, bu durumun tanı sürecini zorlaştırabildiğine dikkat çekerek uyarılarda bulundu.

Prof. Dr. Boyraz: Her 10 çocuktan 1’i obez

Prof. Dr. Boyraz: Her 10 çocuktan 1’i obez

Kemik erimesi olanlar dikkat: Kullanılan ilaçlar, çene kemiğinde ciddi yan etkilere neden oluyor

Kemik erimesi olanlar dikkat: Kullanılan ilaçlar, çene kemiğinde ciddi yan etkilere neden oluyor

‘Bana bir şey olmaz’ demeyin, gençler arasında da hızla yayıldı

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan, gençlerde giderek artan hipertansiyon riskine dikkat çekerek, “Bana bir şey olmaz” düşüncesinin ölümcül sonuçlar doğurabileceğini vurguladı. Hipertansiyonun erken teşhis edilmemesi halinde kalp damar hastalıklarına yol açabileceğini belirtti.